Eine neu gebildete „Demokratie-Plattform“, der auch namhafte Menschenrechtler/Innen wie Eren Keskin und Fethiye Çetin angehören, ruft zur öffentlichen Trauer und zum Gedenken an die 1915 landesweit Deportierten auf. Diese werden in dem Aufruf ebenso wenig bei ihrem Namen genannt, wie das an ihnen verübte Verbrechen. Schon Ende 2008 besaß ein öffentlicher Entschuldigungsaufruf in der Türkei denselben Webfehler, nämlich die Ersetzung des Begriffs Genozid durch „büyük felaket“ („große Katastrophe“).

Bu acı BİZİM acımız. Bu yas HEPİMİZİN.

1915’te, nüfusumuz henüz 13 milyonken, bu topraklarda 1,5 – 2 milyon Ermeni yaşıyordu. Trakya’da, Ege’de, Adana’da, Malatya’da, Van’da, Kars’ta… Samatya’da, Şişli’de, Adalar’da, Galata’da…

Mahalle bakkalımız, terzimiz, kuyumcumuz, marangozumuz, kunduracımız, yan tarladaki rençberimiz, değirmencimiz, sınıf arkadaşımız, öğretmenimiz, subayımız, emir erimiz, milletvekilimiz, tarihçimiz, bestekârımız… Arkadaşlarımızdılar. Kapı komşularımız, dert ortaklarımızdılar. Trakya’da, Ege’de, Adana’da, Malatya’da, Van’da, Kars’ta… Samatya’da, Şişli’de, Adalar’da, Galata’da…

24 Nisan 1915’te “gönderilmeye” başlandılar. Onları kaybettik. Artık yoklar. Çok büyük çoğunluğu aramızda yok. Mezarları bile yok. “Büyük Felaket”in vicdanlarımıza yüklediği “Büyük Acı” ise olanca ağırlığıyla VAR. 95 yıldır büyüyor.

Bu “Büyük Acı”yı yüreğinde hisseden bütün Türkiyelileri 1915 kurbanlarının anısı önünde saygıyla eğilmeye çağırıyoruz. Siyahlar içinde, sessizce. Ruhlarına yakacağımız mumlarla, çiçeklerle…

Çünkü bu acı BİZİM acımız. Bu yas HEPİMİZİN.

24 Nisan 2010
19.00
Taksim Meydanı, Tramvay Durağı

Çağrıcılar:

Ahmet İnsel, Ali Bayramoğlu, Aslı Erdoğan, Avi Haligua, Ayhan Bilgen, Ayla Yıldırım, Aysın Yeşilay İnan, Ayşe Batumlu, Ayşegül Devecioğlu, Baskın Oran, Cafer Solgun, Cengiz Aktar, Cengiz Alğan, Deniz Zarakolu, Dilek Gökçin, Doğan Tarkan, Eren Keskin, Erol Köroğlu, Ferhat Kentel, Fethi İnan, Fethiye Çetin, Garo Paylan, Gülten Kaya, Hakan Tahmaz, Halil Berktay, Hayko Bağdat, Hilal Kaplan, Hürriyet Şener, İpek Çalışlar, İsmail Erdoğan, Jale Mildanoğlu, Kadir Cangızbay, Kerem Öktem, Kutluğ Ataman, Lale Mansur, Leman Yurtsever, Levent Şensever, Mahir Günşıray, Mehmet Demir, Mithat Sancar, Neşe Düzel, Nil Mutluer, Orhan Miroğlu, Osman Köker, Öztürk Türkdoğan, Perihan Mağden, Roni Margulies, Semra Somersan, Sezgin Tanrıkulu, Sırrı Süreyya Önder, Şanar Yurdatapan, Şenol Karakaş, Tamar Nalcı, Tanıl Bora, Turgay Oğur, Ufuk Uras, Ümit Kardaş, Ümit Kıvanç, Vivet Kanetti, Yalçın Ergündoğan, Yaman Yıldız, Yasemin Çongar, Yıldız Önen, Zeynep Gambetti, Zeynep Tanbay.

http://www.buacihepimizin.org/

Bilgi: 0535-885 76 15

Dieser Schmerz ist unser Schmerz. Diese Trauer betrifft uns alle.

Als im Jahre 1915 unsere Einwohnerzahl noch 13 Millionen betrug, lebten auf türkischem Boden 1,5 – 2 Millionen Armenier. In Thrakien, an der Ägäis, in Adana, in Malatya, in Van, Kars …, in Samatya, in Şişli, auf den Prinzeninseln, in Galata …

Unser Krämer, unser Schneider, unser Juwelier, unser Tischler, unser Schuhmacher, der Arbeiter auf dem Feld nebenan, unser Müller, unser Klassenkamerad, unser Lehrer, unser Offizier, unser Soldat, unser Volksvertreter, unser Historiker, unser Komponist … Sie waren unsere Freunde. Sie waren unsere Nachbarn, unsere Leidensgenossen. In Thrakien, an der Ägäis, in Adana, in Malatya, in Van, in Kars …, in Samatya, in Şişli, auf den Prinzeninseln, in Galata …

Am 24. April 1915 begann man, sie “wegzuschicken“. Wir haben sie verloren. Sie sind nicht mehr da. Die meisten sind nicht mehr unter uns. Es gibt noch nicht einmal Gräber. Diese „große Katastrophe“ lastet als „heftiger Schmerz“ mit seinem ganzen Gewicht auf unserem Gewissen. Er wird seit 95 Jahren immer größer.

Alle Menschen aus der Türkei, die diesen „heftigen Schmerz“ spüren, rufen wir dazu auf, sich der Opfer von 1915 zu erinnern und ihnen ihren Respekt zu erweisen. Schwarz gekleidet, schweigend. Mit Kerzen für die verstorbenen Seelen, mit Blumen …

Denn dieser Schmerz ist unser Schmerz. Diese Trauer betrifft uns alle.

Demokrasi Platformu